Liverpool'un yeniden zafere yükselişi, Jürgen Klopp'un muhtemelen en ilham verici başarılarından biriydi. Meslektaşları, antrenörleri ve oyuncuları bu başarıda ayrıntılara gösterdiği özen ve alçakgönüllülüğünün kilit rol oynadığı konusunda tamamen hem fikir. Onun için kazanmanın tarifi çok basit: Etrafını uzmanlarla kuşatıyor. Aklınıza gelebilecek her karmaşık ayrıntıda uzmanlar. Yardımcı antrenörler, beslenme uzmanları, psikologlar ve aklınıza gelebilecek her futbol alanının uzmanı. Fakat Klopp ekibine eklendiğinden beri en çok konuşulan uzman şüphesiz Liverpool'un taç atışı antrenörü Thomas Grønnemark'tan başkası değil.
Birçok 'klasik' futbol taraftarı için taç atışına özel antrenörlük kulağa garip gelebilir, ancak Liverpool'un taç atışlarındaki gelişimi ve taç atışları yoluyla yaratılan gollerin miktarı Grønnemark'ın etkisini açıkça gösteriyor.
Grønnemark'ın takıma katılmasından önceki 17/18 sezonunda taç atışlarından sonra topa sahip olma konusunda Liverpool %45.4 oranıyla ligin en kötülerinden biriydi. Gronnemark ile ilk sezonlarında bu rakamı %68,4'e yükselttiler ve Premier Lig'de 18. sıradan 1. sıraya, Avrupa'da ise Grønnemark'ın taç atışları için çalıştırdığı başka bir takım olan FC Midtjylland'ın hemen arkasından 2 numaraya yükseldiler. Şampiyon olunan 19/20 sezonunda ise taç atışlarından 13 gol buldular.
Bugün Grønnemark, İngiliz devi Liverpool'un yanı sıra Ajax, RB Leipzig ve Gent gibi takımlar için de çalışıyor. Futbol tarihinin ilk taç atışı teknik direktörü olarak herhangi bir materyale sahip değildi, kendi müfredatını yazdı ve kendi programını oluşturdu. Çıktığı bu yenilikçi macerada şimdi taç atışlarında en iyi uzman olarak kabul ediliyor. Biz de Altınordu FK olarak futbolda her zaman yenilikçi yollar arıyoruz. Bu sebeple Grønnemark'ın hikayesini en detaylarıyla öğrenmek ve sizlerle paylaşmak istedik.
Arda Alan Işık
Kendinizi artık futbol endüstrisine sağlam konumlandırdığınız için bu yolculuğun nasıl başladığı gibi klasik sorulara girmek istemiyorum. Çünkü bu hikayeleri zaten birçok defa başka haber kaynaklarına anlattınız. Bu yolculuğun başlangıcındaki zihniyetinizle daha çok ilgileniyorum. Gençken futbol oynadınız, sonra atletizm ve sonra yarış kızağı (bobsleigh) yaptınız ve bunlardan sonra bir anda taç atışı antrenörlüğüne geçtiniz. Bu radikal geçiş nasıl oldu? Bir girişimci olarak bu fırsatı nasıl gördünüz ve değerlendirdiniz?
Thomas Grønnemark
Hayatım boyunca her zaman gerçekten yenilikçi olduğumu söyleyebiliriz. Bu fikir Danimarka milli yarış kızağı takımımdaki dönemimim ortasında, Alman takımına karşı kapalı bir futbol maçında çok uzun bir taç atışı yaptığımda başladı. Herkes şaşkına döndü ve ben de kendime "Hey, eğer bu kadar iyi bir taç atışı yapabiliyorsam neden tüm oyunculara bunu yapmayı öğretemiyorum?" dedim. Bu yenilikçi fikre sahip olmamın nedeni, tüm fikir, bilgi ve tecrübemi futbol, atletizm, yarış kızağı ve daha birçok alandan almamdı.
Bu olay bana bu fikri veren bir kıvılcım gibiydi. Ve altı ay sonra, 2004 sonbaharında ilk defa bir taç atışı kursu düzenledim. Genç veya amatör bir takıma değil, önce profesyonel bir takıma soracak kadar cesur olduğum için serüvenime Danimarka Süper Ligi'nde başladım. Bu noktada girişimci olmak, sadece kendi geçmişinizden değil, diğer insanlardan da bilgi almaya çalışmak, yenilikçi olmanın kilit unsurlarından biri bence.
Sanırım farklı şeyleri bir araya getirmeyi sevmemin sebeplerinden biri de bu. Bence birçok insan bundan bir şeyler öğrenebilir çünkü çoğu zaman hayatta olduğumuz yerde kalmaya ve sadece şu anla alakalı olduğunu düşündüğünüz deneyimleri kullanmaya meyilliyiz. Ama bence herkesin sadece kendi geçmişinden değil, aynı zamanda diğer insanların farklı geçmişlerinden bilgi edinme konusunda da büyük bir avantajı olabilir.
Arda Alan Işık
Sektörde yarattığınız etkiyi nasıl görüyorsunuz? Artık daha çok kulübün size yaklaştığını, uzmanlığınızı istediklerini biliyoruz. Taç atışı konusunda farklı bakış açıları ve farklı uzmanlıklar da gelişiyor mu? Bu yenilikçi yolu tanıttığınızdan bu yana futbol endüstrisi nasıl değişti?
Thomas Grønnemark
Futbol dünyasında taç atışlarıyla ilgili değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Ama gördüğüm kadarıyla, çoğunlukla iki şey var: Birincisi, takımlar Liverpool'u kopyalamaya çalışıyor ve tamamen aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Bence bu konudaki en büyük hatalardan biri, birçok insanın benim koçluğumun Amerikan futbolundaki bir oyun kitabı gibi olduğunu düşünmesi. Liverpool taç atışından gol attığında bazı insanlar "Hey, Roberto Firmino oraya koştu, Mohammad Salah oraya koştu, boşluk yarattılar ve sonra gol attılar. Aynı hareketleri yaparsak, biz de gol atabiliriz." diyor. Hayır, bu tamamen yanlış. Ben oyuncuların taç atışı zekasını geliştiriyorum; alanı, hareketleri, birçok farklı seçeneği ve fırsatları görmeleri için. Yani teoride takımlarımın binlerce seçeneği var. Yaklaşımımın futbolu değiştirdiğini düşünüyorum. Ancak bence birçok takım sadece çözümleri kopyalamaya çalışıyor.
İkinci olarak, "Tamam, savunmada iki çözümümüz veya orta sahada iki çözümümüz var ve ilerde iki çözümümüz var" diyen takımlar görüyorum. Ama hey, bu alanlarda yalnızca iki veya üç çözümünüz varsa rakiplerin sizi okuması çok kolay olur. Yani evet, bir yandan futbol dünyasında çok olumlu gelişmeler gördüm, özellikle Liverpool'da olduğumdan beri. Ancak diğer yandan, birçok insanın taç atışlarına geleneksel bir yaklaşım benimsediğini de görüyorum. Dolayısıyla daha yapılacak çok şey, çok fazla iyileştirme ve gelişme var.
Arda Alan Işık
Bu çok ilginç bir gözlem çünkü yönteminizin set oyunları veya net talimatlar olmadığını söylüyorsunuz. O halde, çalışmanız oyuncunun bir tür içgüdüsünü yoksa bir doğaçlama yeteneğini mi geliştiriyor? Çünkü doğrudan talimat yoksa, nasıl doğaçlama yapıyorlar?
Thomas Grønnemark
10 yıl öncesinden bir örnek vermek istiyorum. Tiki-taka ve Barcelona zamanından. Barcelona'nın antrenmanları mesela şöyle değildi: "Tamam Messi sen şuraya koşuyorsun. Xavi sen şurada duruyorsun, Iniesta sen şurada 50 metre koşuyorsun". Hayır, tüm takım olarak bir kavrayış geliştirmek için çok fazla antrenman yaptılar. Bu da bu tiki-taka futbolunu sahada binlerce farklı yolla yapabilecekleri anlamına geliyordu, çünkü sadece üç ya da dört seçenekleri olsaydı, bunları savunmak çok kolay olurdu.
Benim taç atışı antrenörlüğüm de aynı. Tabii ki ekibin bir parçasıyım, takıma ve stratejilere ayak uydurmaya çalışıyorum. Bazen de takımlar sadece uzun taçlarla ilgileniyor. Ancak takımlarımın çoğu daha hızlı ve akıllı taç atışlarına odaklanmış durumda. Bu takımlarda da yaptığım temel şey oyunculara alan yaratmayı öğretmek. Futbolcular taç atışlarında boşluk yaratmaya alışkın olmadıkları için temel hareketleri bilmiyorlar. Koşuların uzunluğu, tuzak koşularının nasıl yapılacağı veya takım arkadaşlarını nasıl gözlemleyeceği vb. Onlara ayrıca rakibin taç atışlarına karşı nasıl savunma yapacaklarını da öğretiyorum. Hızlı taç atışlarını öğretiyorum; Top nasıl hızlı atılır ve rakipler nasıl hızlı marke edilir. Ama bu bazılarının düşündüğü kadar basit değil: "Bütün mesele topu oyuna hızlı sokmak". Hayır, baskı altındaki takım arkadaşına atış yapıyorsan bu yapabileceğin en aptalca şeylerden biridir.
Bu noktada alan yaratmanın temel yöntemlerini takımlarıma öğretiyorum. Alan yaratmanın binlerce yolu var, çünkü farklı sayıda oyuncunuz var, farklı miktarlarda alanınız var, farklı açılar bulmanız gerekiyor. Üstüne üstlük, bireysel taç atışı süper güçleri dediğim şeyi kullanıyorum çünkü bazı oyuncular topu korumada iyi, bazıları ilk dokunuşlarında iyi, bazı oyuncular hızlı vb. Takımların ve oyuncuların farklı ihtiyaçlarına göre antrenman planları oluşturuyorum.
Arda Alan Işık
Röportajlarınızda sık sık topa sahip olmanın öneminden bahsediyorsunuz. Top sizdeyken doğal olarak gol yemezsiniz. Bu çok büyük bir savunma artısı ama aynı zamanda bir tür futbol felsefesini de beraberinde getiriyor. Sadece taç atışlarını yönetmenin ötesine geçiyor. Felsefeniz, birlikte çalıştığınız teknik direktörlerle nasıl etkileşime giriyor? Örneğin, Liverpool'da Jürgen Klopp ile çalıştınız ve onun net bir futbol felsefesi var. Bu felsefeler arasında nasıl arabuluculuk yapıyorsunuz?
Thomas Grønnemark
Her şeyden önce şunu söylemek isterim ki, taç atışları etrafındaki her şeye antrenörlük yapıyorum. Yani sadece taç atışı değil, aynı zamanda sahadaki hareketler, hücum ve savunma aksiyonları vb. Antrenörlük tarzımı kulübün oyun tarzına uydurmak için çok zaman harcıyorum. Liverpool'un stratejisi "karşı baskı" ve ben de sistemimi buna göre uyarladım. Öte yandan FC Midtjylland ile uzun bir dönem geçirdim ve dört yılda uzun taçlardan 35 gol attık, yani sezon başına dokuz gol. Antrenörlüğümü takımların oyun tarzlarına uyarlıyorum. Ajax'tayken Liverpool'dan çok farklı çalışıyorum. Çalıştığım her kulüpte teknik direktör, menajerler, sportif direktör ve oyuncularla bolca konuşuyorum.
Buna ek olarak, sık sık maçların video analizini yapıyorum. Bu yolla antrenörlüğümü geliştirmeye çalışıyorum. Benim işim bir anda ortaya çıkıp "Hey, ben taç antrenörüyüm. Ben ne dersem o olur" demek gibi bir şey değil. Hayır, ben herkesi dinlemeye çalışıyorum. Yoğun bir şekilde analizler yapıyorum. Serbest çalışan bir antrenör olarak en güçlü yanlarımdan biri de bu. Tüm dünyayı dolaşıyorum, bu yüzden diğer insanlara uyum sağlamalıyım. Takımların oyun stilini anlamak için çok zaman harcıyorum.
Arda Alan Işık
Yine de altını çizdiğiniz üç tür taç atışı var; uzun, akıllı ve hızlı. Sanırım yakında çıkacak olan yeni kitabınız da aynı isme sahip. Taktikler ve stratejiler değişse de, taç atışlarının çoğunlukla bu üç kategori etrafında döndüğünü düşünüyorum. Bu kategoriler hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
Thomas Grønnemark
Kitabım henüz yayımlanmadı. Belki bir yılda, belki üç yılda, belki beş yılda ne zaman yayınlanır bilmiyorum, şimdiden 110.000 kelimeden fazla yazdım. Benim için kitabı yazmak hem bir zaman meselesi hem de bir strateji meselesi. Şimdi mi yayınlasam yoksa sırlarımı biraz daha uzun süre mi saklasam? Sanırım izleyip göreceğiz.
Yine de açıklamak gerekirse; uzun, hızlı ve zekice taç atışları tam olarak nedir? İlk olarak, uzun taç. Bir video analiz uygulaması kullanarak 30 farklı teknik parametre kullanıyorum. Oyuncularımın çoğu 5 ila 10 metre arasında, hatta bazıları 15 metre gelişiyor. Örneğin, 25 metreden 40 metreye yükselen Avusturyalı bir oyuncum vardı. 24.25 metreden 37.90 metreye, neredeyse 14 metreye yükselen FC Midtjylland'dan başka bir oyuncum vardı (Andreas Poulsen). Daha sonra 3-4 milyon Euro'ya Borussia Mönchengladbach'a satıldı. Uzun taç atışlarında taç atış alanını genişletmeye odaklanıyorum, çünkü ne kadar uzun atabilirseniz o kadar çok oyuncuya atabilirsiniz.
Öte yandan Liverpool ve Ajax gibi kulüpler oyun stilleri bu olmadığı için uzun taç atışı kullanmıyor, daha çok hızlı taç atışlarına odaklanıyorlar. Bu da topu hızlı almak, hızlı tepki vermek ve topu hızlı atmak anlamına geliyor. Örneğin, Liverpool'da geçen sezon Premier Lig'de tacı en hızlı atan takım bizdik. Bazıları "Hey, o zaman biz de hızlı atalım" diye düşünebilir. Hayır, gerçek sihir, hızlı davranmak, hızlı tepki vermek ve sonra iyi bir seçenek olup olmadığına bakmaktır.
Baskı yoksa ve iyi, hızlı bir seçenek varsa, hızlı atın. Ancak iyi bir hızlı seçenek yoksa, atmayın. Baskıdaki oyuncuya taç attıkları için çok sayıda kötü, hızlı taç atan takımlar gördüm. Bu, hızlı taç atışlarının ilk kısmı. İkinci hızlı taç atışları, kontra atak taç atışlarıdır. Taç atışında ofsaytta kalamazsınız, bu daha hızlı atış yapmanıza ve oyuncularınızın koşu koridorları oluşturmasına olanak tanır. Çünkü normalde bir serbest vuruşta veya sadece sahanın ortasındaki bir topta ofsaytın farkında olmanız gerekir, ancak bunu taç atışında yapmanız gerekmez. O zaman bu özellikle kontra-ataklar söz konusu olduğunda çok tehlikeli bir silah olabilir. Organize olmak, hızlı olmak ve takım arkadaşlarınızla iyi iletişim kurmak önemlidir.
Üçüncüsü ve son olarak akıllı taç atışları var. Burada özellikle alan yaratmanın temellerini öğreterek başlıyorum çünkü oyuncular bu şekilde nasıl boşluk yaratacaklarını bilmiyorlar. Çünkü bunu sadece sahanın ortasında ya da köşe vuruşları ve serbest vuruşlar gibi geleneksel duran toplarda yapıyorlar. Temel alan yaratma yöntemim ile oyuncular birçok durumda çözümler geliştirebiliyor. Oyunculara yaklaşık 50 farklı seçenekle üç farklı kategoriyi öğretiyorum. Bunlar sadece temel seçenekler ve duruma göre binlerce seçeneğe dönüşebilirler. Ayrıca, oyuncuların özel yetenekleri olduğunda, bireysel taç atışı süper güçlerini geliştirmeye çalışıyorum.
Arda Alan Işık
Jürgen Klopp ve Liverpool ile çalışmaya başladığınızdan beri felsefeniz nasıl değişti? Bir röportajınızda çalışma şeklinizi ve işinizi derinden değiştirdiğini söylemiştiniz. 2018'den bu yana çalışmalarınız nasıl değişti?
Thomas Grønnemark
Bu deneyim beni tabii ki çok etkiledi. Liverpool ile Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak, Premier Lig'i kazanmak, FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nı kazanmak çok önemliydi. Bu arada, Liverpool'u Premier Lig'de 18 numaradan, taç atışlarından sonra topa sahip olma konusunda 1 numaraya çıkardık. Tabii ki bu çok şey ifade ediyordu. Şimdi birçok kulüp antrenörlüğümü talep ediyor. Bu profesyonel olarak da benim için çok önemliydi çünkü 2018'e kadar kulüpler sadece uzun taçlar hakkında bilgimi istiyordu. Onları anlayabiliyordum, çünkü uzun taç atışlarım çok büyük bir başarı oldu. Ama 14 yıl boyunca kulüpler hızlı ve akıllı taçlar konusunda çok fazla bilgim olasına rağmen uzmanlığımı istemediler.
Jürgen Klopp beni Liverpool'a davet edip "Serbest bir rolün var. İstediğin her şeyi öğretebilirsin. Bizim için bir fark yaratacağından yüzde yüz eminiz" dediğinde bu benim için sadece Liverpool'da çalışmak değil, tüm bilgimi kullanabilmek için de bir rüya gibiydi. Son dört sezondan beri her sezon dünya çapında 8 ila 10 profesyonel kulüple çalışmak bana da çok deneyim kazandırıyor. Dünyanın en iyi oyuncularına antrenörlük yapmak ve dünyanın en iyi teknik direktörleri ve antrenörleri ile birlikte çalışmak muazzam bir deneyim. Liverpool'a katıldığımdan beri daha iyi bir antrenör oldum.
Arda Alan Işık
Futbol gibi bir endüstride insanlar nadiren oyunu derinden değiştiren fikirlerle ortaya çıkıyor zira geleneksel pratikler çok sağlam. Futbolda yenilikçi fikirler üretmek isteyenlere neler önerirsiniz?
Thomas Grønnemark
Girişimcilik konusunda da bir kitap yazıyorum, belki diğer kitabımdan daha önce de çıkabilir. Her şeyden önce, insanların konularına gerçekten çok derinden bakması lazım. Bence bazı insanlar sadece ana fikri biraz eşeleyip "Bu pek akıllıca değil ya da başka biri bunu düşünmüş olabilir" diyorlar. Taç atışı antrenörlüğümde sadece futboldan, atletizmden, yarış kızağından, basketboldan gelen bilgileri kullanmadım. Ayrıca doğada kuşların farkındalıklarıyla ilgili birçok gözlem yaptım. Çünkü bu hem hücumda hem de savunmada taç atışlarında kullanabileceğiniz türden bir farkındalıktır.
Ayrıca, birkaç bin yıl önce, Roma ordusunun birliklerini en efektif yolla kullanmak için ürettiği metotlardan da bilgileri kullandım. Bazen de müzelere gidiyorum, sanat eserlerine bakıyorum. Sonra bazen bir resimde "Hey, bu taç atışlarında iyi bir temel dizayn olabilir" diye düşündüğüm bir şekil görüyorum. İşimle ilgili olabilecek farklı bilgi türlerine gerçekten derinlemesine giriyorum. Bence insanlar bilgi toplamak için birçok yola bakmalı.
Sonra kendi geçmişinize bakmalısınız, kendi deneyiminize de bakın çünkü birçok insan bilgilerini çöpe atıyor. "Artık yeni bir alandayım. Buna konsantre olmalıyım" diyorlar. Hayır, eski bilgilerinizi ürününüzü, ekibinizi veya şirketinizi güçlendirmek için kullanabilirsiniz. Bence bazen insanlar bilgiyi birleştirecek kadar cesur değiller.
Bir başka konu da eleştiriye nasıl reaksiyon verdiğiniz. Tabii ki tüm iyi geri bildirimleri almalısınız, ama aynı zamanda olumsuz eleştirileri de almalısınız. Ben pek çok egzersizi değiştirdim çünkü ya bir teknik direktör ya da oyuncular "Hey, böyle daha mantıklı değil mi" dedi. Ben de tam o noktada "Böyle kalmalı çünkü antrenör benim" demedim, "Bir düşüneyim" dedim ve sonra değiştirdim. Ve sonuç çok daha iyi oldu.
Buna ek olarak, Twitter, LinkedIn, Facebook, Instagram vb. sosyal medya mecralarında sıkça bulunuyorum. Özellikle Twitter'da bazen insanlar olumsuz şeyler söylüyor ama onları engellemek yerine onlara işim hakkında bilgi veriyorum. Onlara örneğin "Hey, aslında bir maçta 40-60 taç atışı olduğunu veya bir maçta taç atışı ve devamındaki durumlarla 15 ila 20 dakika harcandığını biliyor muydunuz?" diyorum. Ve sonra bu kişi aniden "Bu ilginçti. Biliyor muydunuz, aslında ben de bunun üzerinde çalışıyorum ve şunu ve şunu kullanıyoruz..." diyor ve aniden yeni bilgilere sahip oluyorsunuz. Pek çok olumsuz eleştiri aslında gelişim yaratmak için kullanılabilir. Bazen bu negatif eleştirilerin altında altın yatıyor.