Double Pass, dünya çapındaki futbol kulüplerini, (kon)federasyonları ve ligleri değerlendiren ve yetenek gelişimlerini optimize edebilecekleri yollar konusunda tavsiyelerde bulunan Belçikalı bir şirket. Mart 2020'de FIFA onları yeni 'Yetenek Geliştirme Programı'na ortak olarak dahil etti. Ayrıca Glascow Rangers, FC Kopenhag, Zenit vb. çok sayıda başarılı kulüplerle de ortak çalışmalar yürütüyorlar. Deneyimli kadroları, organizasyonların kendilerine özel çözümler bulmasına yardımcı oluyor.

Double Pass'ın kurucusu ve CEO'su olarak Hugo Schoukens, günümüz futbolunda yetenek gelişimini tartışmak için sahada çalışma yapan en iyi uzmanlardan biri. Biz de bu sebeple röportaj serimize Hugo Schoukens ile devam ettik. 

Arda Alan Işık: Günümüzün rekabetçi futbol endüstrisinde yetenek gelişiminden ne anlamalıyız?

Hugo Schoukens: Bence yetenek gelişimi kulübün iş modeline bağlı olmalı. Benim için ilk şey bu. Bu vizyon orada değilse, o zaman zaten bir probleminiz var demektir. İkincisi, profesyonelleşmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum, yani yetenek geliştirmede küçük bir bütçeyle çalışıp kaliteli oyuncular yetiştiremezsiniz. Yani profesyonel bir çalışma yapmak için yeterli bütçeye sahip olmanız gerekiyor. Profesyonel çalışma, oyuncuları ulusal veya uluslararası düzeyde profesyonel futbolcu olmaları için geliştirmektir. Yani amaç bu.

Bir de vizyon meselesi var. Yerel pazar için mi üretiyoruz yoksa uluslararası pazarlar için mi üretiyoruz? Tabii uluslararası pazar için üretim yapacaksanız, bunu yapabilecek imkanlara sahip olanlarla rekabet etmeniz gerekiyor. Sonra yönteme geliyorsunuz, oyuncuları nasıl geliştireceksiniz. Bu bütüncül bir yaklaşıma ve oyuncunun sahadaki gelişiminden daha fazlası olduğuna işaret eder, zira bir de oyuncunun saha dışında gelişimi vardır. Dolayısıyla sosyal gelişim de çok önemlidir.

Double Pass'taki modelimiz özelinde birkaç önemli bileşen var. Öncelikle kulüp ve akademi yönetiminin uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Yani kulübün stratejisi, organizasyonu, insan kaynakları ve iş modeli bütüncül bir yaklaşımla uyumlu olmalıdır. Bir kulüp DNA'sı tanımlamanız gerekir. DNA'nızla, futbol felsefenizle oyuncularınızı geliştirebilmeniz ancak böyle mümkün olur. Bu futbol felsefesi daha sonra takım gelişimi için bir müfredata ve bireysel gelişim için bir müfredata dönüşmelidir. Sahadaki uygulayıcılar çok önemli olduğu için bir antrenörlük ve mentörlük felsefesine de dönüşmelidir.

Arda Alan Işık: Futbol felsefesinden ne anladığınızı biraz açar mısınız? Bu saha içinde de geçerli mi? Pep Guardiola'nın veya Jürgen Klopp'un bir felsefesi var diyoruz. Eğer kastettiğiniz buysa bu belirli bir oyun stili için oyuncu geliştirmek anlamına gelir.

Hugo Schoukens: Eğer sahada bir futbol felsefeniz varsa, o zaman oyuncularınızı bu felsefede, oyun tarzında geliştirmek için yapmanız gereken açıktır. Çünkü futbol felsefeniz bir futbol müfredatından başlar ve daha sonra oyuncu profili buna göre tanımlanabilir. Bütün bunlar sahada netlik kazanmalıdır.

Sahadan çıktığınızda ise şunu sormanız gerekir; Kulüpteki temel değerleriniz nelerdir? Bu temel değerlere sahip oyuncular geliştireceksiniz. Bu oyuncunun zihinsel yönüdür ve temeldir. Kulübünüzde bu değerlere sahip değilseniz, oyuncularınızı gerektiği gibi geliştiremezsiniz. Saha içinde ve dışında önemli olan nedir? Nasıl oyuncular görmek istiyoruz? Bu sorulara cevap verebilmek için oyuncuları futbol özelliklerine göre değil aynı zamanda kulüp değerlerine göre de değerlendirmeniz gerekiyor. Benim için değerler çok önemli, özellikle de profesyonel futbolculuk döneminde.

Arda Alan Işık: Eğer durum böyleyse Avrupa futbolunu tek pazar birimi olarak anlamamız mümkün değil. Bu bakış açısı farklı felsefeler, farklı türde futbol sistemleri olduğu anlamına geliyor. O halde yetenek geliştirici kulüpler felsefelerini nasıl uyarlamalı? Böyle bir kulübün eğitim felsefesi ne olmalıdır?

Hugo Schoukens: En temel soru bu. Double Pass olarak gözlemlediğimiz şey şu; bir A takım antrenörü var ve onun bir felsefesi var, ama yetenek geliştirme sistemi ve akademisinin de başka bir felsefesi var. Genellenebilen ve en iyi oyuncuları üreten bir geliştirme felsefesi bulmalısınız. Belçika'daki örneğimizin iyi olduğunu düşünüyorum. Bir zamanlar Belçika yetenek geliştiren bir ülke olarak bilinmiyordu. Fransa'da neler olduğuna bakmaya başladık. Hollanda'da neler olduğuna bakmaya başladık? Hollanda, Alman veya Fransız felsefesini kullanacağız demedik ama onların bir karışımını yaptık. En iyi şekilde düşündüğümüz şeye geldik. Yani bu oyuncu Avrupa'ya giderse her sistemde oynayabilir. Bu sebeple geliştirme felsefesi ile birinci takım felsefesi arasında bir fark vardır. Tabii ki, hizalandıklarında daha iyidir. Bazen birinci takım felsefesi akademi felsefesini etkiliyor olabilir, ama aynı zamanda akademi felsefesinin birinci takım felsefesini etkiliyor olması da olabilir.

Oyuncu yetiştirmede başarılı olmak istiyorsanız, akademi ve as takımın düzenli olarak buluştuğu bir oluşum oluşturmalısınız. Biz buna sadece akademi değil, kulübün spor teknik komitesi diyoruz. Birinci takım antrenörü, ikinci takım antrenörü, akademi direktörü ve yüksek performans direktörü birbirleriyle görüşmeli ve bir an önce kulübün futbol felsefesini tanımlamalıdırlar.

Arda Alan Işık: Sizce yetenek gelişimine yatırım yapan kulüpler, yabancı yatırımcılarla Avrupa Süper Ligi gibi projeler arasında sıkışıp kalmış günümüz futbol ekonomisine bir alternatif oluşturabilir mi?

Hugo Schoukens: Dünyada zaten yeterli finansal kaynaklara sahip oldukları için yetenek geliştirmeye yatırım yapmak zorunda olmayan 20, 30 kulüp var. Ancak dünyanın geri kalanı için iş modellerinin bir kısmı yerel oyuncular geliştirmek yoluyla yatırım getirisine dayanmalıdır. Genç yaşta oyuncu almak ve onları geliştirmek için onlara yatırım yapmaktan bahsediyorum. Benim açımdan, 20-30 zengin kulüp dışında, diğer kulüplerin yatırım getirisinin %60'ı gelişmekte olan oyunculardan gelmeli. Bu zaten Avrupa'da oluyor mu? Evet. Yine de 16-17 yıl önce Double Pass olarak başladığımızda durum böyle değildi, ancak bugün bu Avrupa'daki iş modelinin bir parçası.

2004'ten beri Double Pass tüm dünyada çalıştı. Japonya'da çalıştık. MLS, Avrupa, Rusya. Dünyanın her yerinde çalıştık. Misyonumuzun yetenek geliştirme konusunda kulüplere, liglere ve federasyonlara ilham vermek, kendilerini teşvik etmek ve desteklemek olduğunu söyleyebilirim. Ama sizi temin ederim ki 2000li yılların başlarında kulüplere gittiğimizde ve bu iş modelinden, yetenek geliştirme yoluyla yatırım getirisinden bahsettiğimizde, bize gülüyorlardı. "Arkadaşlar ne diyorsunuz? Yetenek geliştirmeyle para kazanacağımızı mı söylüyorsunuz?" diyorlardı.

Ve o andan itibaren sanırım Almanya ve İngiltere gibi sektördeki liderler yetenek gelişimi hakkında konuşmaya başlayınca işler değişmeye başladı. Örneğin Almanya 2014 dünya şampiyonu oldu ve bunun akademileri sayesinde olduğunu, yetiştirici kulüplerin genç milli takımlar ve a milli takım için besleyici olduğunu söylediler.

Arda Alan Işık: Türkiye'de de birkaç kulüple çalıştınız. Ülkedeki deneyiminiz nasıldı?

Hugo Schoukens: Belçika'ya kıyasla Türkiye'deki genç sayısı çılgınca fazla ama yeteri kadar oyuncu yetiştiremiyorsunuz. Bu benim için büyük bir soru işareti. Bence her şey yapı ve vizyonla ilgili. Aynı zamanda sürdürülebilirlik, programlardaki insanlar vb. Double Pass olarak Türkiye'deki kulüpler için çalıştık. En büyük sorun, yeni bir başkan olduğunda kulüpteki herkesin değişmesidir. Sıfırdan yeniden başlamanız gerekiyor, onların başka fikirleri var vs. Dolayısıyla devamlılık açısından büyük bir sorun var.

Altınordu FK'yı ziyaret ettiğim yıl 2014 veya 2015'ti sanırım. Kulübünüzün ve başkanınızın vizyonunu çok iyi biliyorum. Bence imkanları kısıtlı çocuklara da futbol fırsatı veren güçlü bir vizyonunuz var, bu harika. Kulübünüzün güçlü bir vizyona sahip bir istisna olduğunu düşünüyorum. Ve benim için olay her zaman kulüpteki yetenek gelişiminin vizyonu ve konumu ile ilgili. Altınordu'nun varlık nedeni oyuncu yetiştirmek ve asıl işi bu. Bu aynı zamanda işletmeniz için yatırım getirisi modeliniz, bu harika.



  • ASPIRE ACADEMY İLE ÖZEL MAÇLAR YAPTIK
    Katar’ın dünyaca ünlü Aspire Academy takımları ile özel maçlar yaptık.
  • SARP KAÇAR’A MİLLİ DAVET
    Altınordu Futbol Akademisi (ALFA) U16/17 Takımı sporcularımızdan Sarp Kaçar, U16 Milli Takımımızın Karadağ ile oynayacağı özel maçlarının aday kadrosuna çağrıldı.
  • ASPIRE ACADEMY’DEN KULÜBÜMÜZE ZİYARET
    İsmet Orhunbilge Tesisleri'mizde çalışmalarını sürdüren Katar'ın dünyaca ünlü Aspire Academy'sinin yetkilileri Metin Oktay Yerleşkemizi ziyaret etti.
  • 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI TURNUVASI SONA ERDİ
    Geleneksel olarak düzenlediğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı AFO Turnuvamız sona erdi.
  • CUMHURİYET KUPASI’NDA İKİNCİ OLDUK
    Altınordu U11 ve U10 Takımlarımız Pamukkale’de düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası’nı ikinci olarak tamamladı.
  • GÖZTEPE U15: 3 – ALTINORDU U15: 2
    Altınordu Futbol Akademisi (U15) Takımımız, Gelişim Ligleri’nde Göztepe’ye 3-2 mağlup oldu.
  • U12 İZMİR CUP’A SİVASSPOR DA GELİYOR
    Kulüp olarak 2013 yılından beri düzenlemiş olduğumuz Uluslararası U12 İzmir Cup’a katılmayı onaylayan 32. takım, Süper Lig ekiplerinden Sivasspor oldu.
  • GÖZTEPE U16: 1 - ALTINORDU YAFO U16: 0
    Altınordu YAFO U16 Takımımız, U16 Gelişim Ligi'nde, Göztepe U16 takımına deplasmanda 1-0 mağlup oldu.
  • KARŞIYAKA U14: 0 – ALTINORDU U14: 3
    Altınordu Futbol Akademisi (ALFA) U14 Takımımız, Gelişim Ligi’nde deplasmanda Karşıyaka’yı 3-0 mağlup etti.
  • 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI TURNUVASI BAŞLADI
    Geleneksel olarak düzenlediğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı AFO Turnuvamız başladı.